BASINA VE KAMUOYUNA DUYURU

TEKİRDAĞ LİMANINDA SÜRDÜRÜLEN PROJE, TEKİRDAĞ KENTİ VE ETKİ ALANI İÇİN BİR ÇEVRESEL FELAKETİ DAVET ETMEKTEDİR!

Tekirdağ Limanı, 2018 yılının Aralık ayında özelleştirilmiş ve CEYPORT Tekirdağ Limanı adını almıştır. 150 bin m² terminal sahasına, 2.310 m rıhtım uzunluğuna ve 184 m tren ferry uzunluğuna sahip olan Limanın, özelleştirme süreciyle birlikte hazırlanan imar planı kararları doğrultusunda, yeni dolgu alanlarıyla birlikte toplamda 260 bin m² terminal sahasına ulaşması öngörülmektedir.

CEYPORT Tekirdağ Limanı’nda “İlave iskele yapımı, beton santrali ve kırma elleçleme tesisi” oluşturulması ve Barbaros mahallesinin yanı başında 90 bin metrekarelik dolgu alanı oluşturularak, bu alan üzerine  likit tank çiftliği kurulmasına yönelik proje, tüm Tekirdağ kıyıları ve etki alanı için önemli çevresel tehditler oluşturmaktadır. 

Kimyasalların depolanacağı alanın 500 metre ötesinden aktif fay hattı geçtiği bilinen projenin gerçekleşmesi durumunda, bölgenin denizle bağlantısı kesilecek, bölgede yer alan okullar, stad ve Adalet Sarayı gibi birçok kamu yapısı risk altına girecek, limana gelen gemilerin atıklarının depolanması da proje kapsamında bulunduğundan, bölgede halk sağlığı açısından süreç içinde büyük bir tehdit oluşacak, proje alanı ve çevresindeki tüm deniz eko-sistemi etkilenecek ve Marmara denizindeki deniz canlılarının bir kısmı bu projenin etkisiyle yok olacaktır.  İşletme aşamasında tankların oluşturacağı endüstriyel atık suların deşarjının da ne şekilde yapılacağı tam olarak belli değildir. Dahası, birinci derece deprem bölgesi olan kentte, olası bir deprem esnasında tankların denizde yaratacağı kirliliğin boyutları, telafisi imkânsız bir çevresel felakete zemin hazırlayacaktır. 

Bir sahil kenti olan Tekirdağ’da, halkın kıyı ile güçlü bir ilişkisi söz konusudur. Tekirdağ sahili, bu anlamada boydan boya bir rekreasyon alanı olarak hizmet vererek, halkın gündelik yaşam pratiği içinde büyük bir yer kaplamaktadır. Söz konusu proje, Tekirdağ ve bölge halklarının yaşam hakkı gasp eden, denizle ilişkisini kesen, deniz ekosistemini tahrip eden ve etki alanı Marmara Adalarını da içine alan bir çevre suçu niteliği taşımaktadır. 

Tekirdağ’da söz konusu projeye karşı çevre mücadelesi veren sivil toplum kuruluşlarının yanında olacağımızı ve sürecin yakından takipçisi olacağımızı basına ve kamuoyuna saygıyla duyururuz.

24 Nisan 2020

 

Doç.Dr. Pınar Pelin GİRİTLİOĞLU

Yönetim Kurulu Üyesi (Dernek Sözcüsü)