Balıkçılık

Marmara Adaları 1800’lü yılların başından 1900’lü yılların sonlarına dek Kolyoz balığı avcılığı ve bu balıkçılıktan elde ettiği tuzlu balık üretim potansiyeliyle adından çokça söz ettirmiştir. 1922 yılı sonrasında adalara yerleştirilen halk denizle çabuk ilişki kurmuş, köylerin ekonomisi daha çok balıkçılık üzerine şekillenmiştir. Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte ülke çapında üretim ekonomisine ağırlık veren politikalardan Marmara Adası büyük ölçüde payına düşeni almış, henüz 1929 yılında ilk konserve fabrikası Gelibolu’dan sonra Marmara kasabasında kurulmuştur. O yıllarda ilkel denebilecek geleneksel balıkçılık yöntemleriyle ve kürekli ‘Kancabaş’ sandallarıyla avlanılırken, 1950’li yıllardan başlayarak 60-70’li yıllardaki balıkçılık giderek teknolojinin ilerlemesi ve bu alanda bazı yatırımların yapılmasıyla ekonomik olarak adalar halkının refah düzeyini yükseltmiştir. Et ve Balık Kurumu’nca 1954 yılında devreye sokulan Soğuk Hava Deposu, Sanayi Kalkınma Bankası işbirliği ile Tahsin Furtun’a ait konserve fabrikası büyütülerek, 7 ortaklı bir duruma getirilmişti. Marmara Adaları’nda yaşayan halkın hatta Karabiga ve Kapıdağ köylerinden dahi işçiler bu fabrikada çalışmaya gelmişlerdir. Bu sayededir ki fabrikada ilk sigorta girişi sağlanan pek çok kimse emeklilik hakkı kazanmıştır. Ada halkı küçük imalathanelerde ürettiği tuzlu balık konservelerini yine ada dışına satarak ticaret yapmıştır. Öte yandan daha güçlü motor ve teçhizatla donatılan balıkçı tekneleri Trol, Gırgır ve Algarna benzeri avlanma yöntemlerini tatbik ederek balıkçılık mesleğini günümüze dek sürdürmüşlerdir. 1970’li yılların sonlarına dek Marmara’da avlanan kılıç balığının büyük bir çoğunluğu adalar halkı tarafından tutulup, tüketilmek üzere yakın ve uzak pazar alanlarına gönderilmiştir. Marmara Denizi kıyılarındaki artan nüfus yoğunluğu ve sanayi tesislerinin atıkları sebebiyle deniz kirliliği artmış, aşırı avlanma sebebiyle birçok balık türünün nesli tükenmiştir. Çanakkale ve İstanbul boğazları vasıtasıyla dip ve yüzey akıntılarının taşıdığı yüksek besin kaynağının varlığı Marmara Adaları çevresindeki balıkçılığın doğaya karşı işlenen her türlü acımasızlığa rağmen tamamen tükenmemiş ve halen adalarımızdaki en önemli geçim kaynaklarından biri olmaya devam etmiştir. Mevsimine göre göçmen balıkların da avlandığı ada koylarında demarsal (taş balığı) avcılık da yapılmaktadır. Balık dışında deniz faunasında kabuklu: midye, tarak, karides, ıstakoz, pavurya, salyangoz gibi deniz canlıları da avlanmaktadır.

Ekinlik Adası’nda ise 1960’lı yıllara dek sünger dalışı yapılmış olup bugün de ada etrafında sünger yatakları bulunmaktadır.

H. Can Yücel arşivinden yararlanılmıştır.

Derleyen: H. Can YÜCEL