Adalara Has
Lezzetler

Ada mutfağının elbette ki baş tacı Balık. Marmara Denizi öyle bir deniz ki, Karadeniz’i okyanuslarla buluşturuyor. Okyanustan Akdeniz’e, Akdeniz’den Karadeniz’e hareket eden balıkların tamamının yolu Marmara Denizi’nden geçiyor. Marmara’yı kuzey doğusundaki İstanbul Boğazı Karadeniz’e, güney batısındaki Çanakkale Boğazı Ege ve Akdeniz’e bağlar. Böylelikle Karadeniz’den Akdeniz’e akan “aşağı suları” ile Akdeniz’den Karadeniz’e akan “kanal suları”na geçit verir. Bunun sonucunda birçok türde balığın her iki yöne yaptıkları mevsimsel göçlerin de yolunu çizer.

Orkinos, palamut, lüfer, zargana ve istavrit gibi balık türleri nisan ayından itibaren Akdeniz, Ege ve Marmara’dan Karadeniz’e göç ederler. Yaz süresince beslenen ve yağlanan bu türler, eylül başından itibaren Karadeniz’den Ege ve Akdeniz’e dönüş yaparlar. Her iki göç sırasında bu balıkların en önemli durak noktası Marmara Denizi’dir.

Adalarda en çok İstavrit, Sardalya, Uskumru, Kolyoz, İskorpit, İzmarit, Tekir, Hamsi, Eşkina, Palamut ve Lüfer balıkları yakalanır.

Marmara Karidesi orta boy, pembe renkli, dünyanın en lezzetli karides türlerindendir.

Midye, kıyılarda doğal olarak yetişir, adalar halkı tarafından çok sevilen bir yiyecektir. Bugün bazı koylarda çiftlik midyesi üretimi yapılmakta ve ada dışına satılmaktadır.

Tarak, yine ada kıyılarında toplanan ve sevilerek tüketilen kabuklulardandır.

Istakoz ve Pavurya eskiye oranla az bulunsa da, ada mutfaklarında halen yer almaktadır.

Girit mübadili aileler Girit mezeleri ve ot yemekleri konusunda uzmandır. Bahar aylarında toplanan otlar, ada mutfağının vazgeçilmezidir.

Adada tepelerde kurulu mandıralarda doğal besi hayvancılığı, elde edilen sütlerden de keçi peyniri, koyun peyniri yapılıyor. Marmara Adası’nın Topağaç Köyü’nde inek sütünden klasik beyaz peynir, yoğurt ve yoğurtlu inek peyniri üretimi mevcut. Çiğ süt ve taze yumurta yine üreticilerden temin edilebiliyor.

Topağaç Köyü’nün bereketli ovasında tarım yapılır; domates ve yerli fasulyesi çok lezzetlidir. Özelikle domates, köyün eski adı ‘Kılazak domatesi’ adı ile nam salmıştır.

Ada Mutfakları, coğrafi konumu ve kültürel çeşitliliği sebebiyle hem Trakya Mutfağından, hem de Balıkesir Mutfağından izler taşır.

ADALAR MUTFAĞINDAN

Garoz

Garos’u, 2500 yıldır geleneksel olarak Marmara Adası’nda yapılan adaya özgü olduğunu düşündüğümüz, çok kişinin bilmediği bir meze veya sos çeşidi olarak tanımlayabiliriz.

1922’de adaları terk etmek zorunda kalan Marmara’lı Rumlar’ın yemeklerinde kullandıkları bu sos şu şekilde yapılmaktadır:

Garos, genel olarak ‘Kolyoz’ ciğerinden yapılmaktadır, balığın havyarlı olduğu dönemde içine havyarı da katılır. Kolyoz ciğeri iyice temizlendikten sonra el/ göz ayarı bir miktar tuz eklenir.

Ağzı kapalı bir kapta 40 gün kadar saklanır. Bu 40 gün içinde belirli aralıklarla tahta bir çubukla karıştırılıp ciğerler iyice ezilir. Kara Mustafa Pehlivan’ın anlattığına göre bu karıştırma esnasında eğer taze kesilmiş bir incir dalı kullanılırsa aromasında ayrı bir rahiya oluşur. (Bu bilgi günümüze dek ulaşan tariflerde dahi yazmamaktadır).

40 gün sonra içine taze zeytinyağı ile birlikte bir miktar ‘Garoz otu’ olarak adlandırılan; Marmara Adası’nda yetişen bir çeşit ot ile birlikte, üzerine ince limon dilimleri ve zeytinyağı eklenerek kapağı tekrar kapatılır.

1 hafta/ 10 gün arasında saklanan bu karışım; yeneceği vakit, bir kaşık veya çatal yardımıyla otuyla beraber bir tabağa alınır.

Üzerine sirke ilave edilerek ekmek batırmak suretiyle tüketilir.

Anlatım: Mustafa Erbil (Kara Mustafa Pehlivan torunu).

Midye

Adalarda çocukluğu geçmiş herkesin mutlaka bir midye çıkarmışlığı, ateş yakıp teneke üzerinde pişirmişliği vardır. Midyenin tavası ise çöpe takılır, çıtır çıtır kızarmış olarak, yanında taratoruyla genellikle sahil işletmelerinde yenilir. O kadar güzel pişer ki, kimse evde yapmaya gerek duymaz. Evlerde pilav, pilaki, dolma ve diğer farklı usullerde yapılır.

Koruk

Ada hayatının en önemli unsurlarından biri olan çay bahçeleri, sosyal yaşamın en hareketli alanıdır. Ada çay bahçelerinde sevilen iki farklı içecek hemen göze çarpıyor. İlki Koruk, diğeri Ada Çayı. Koruk, olmamış üzümlerin ezilip süzülmesiyle elde ediliyor. Şekerle buluşup, buz gibi servis ediliyor. Beklemeye gelmiyor, hızla fermente oluyor.

Dondurma

Dondurmacılık dört kuşaktır Marmara Adası’nda devam ediyor. Girit mübadili Organ ailesi 95 yıl önce Marmara Adası’na gelmiş, ilk işleri gazoz imalatı… Hayvancılık da yapıyorlar. Dondurmalar koyun sütünden üretiliyor hala; karadut, adadan giden Rum’lardan kalma. Meyveli çeşitleri, kaymaklısı, karadutlusu, zerdali ve kocayemişlisi   ile adaya gelenlerin vazgeçilmezi…

Girit Mutfağının Etkisi

Mübadiller, Girit’ten göçerken şüphesiz pek fazla bir şey getiremediler, ama büyük bir mutfak kültürünü beraberlerinde taşımayı başardılar.

Girit mutfağının en önemli özelliği sadeliğinden kaynaklanıyor. Bu “sadelik”, hem doğallıktan, hem de katışıksız olmaktan geliyor. Mecburen yaşanmış bir yokluk dönemini, ada yaşamında yaşanan tedarik zorlukları bir kaliteye dönüşüyor. Mevsiminde ne varsa o yeniliyor. Balık takvimine gerek duyulmadan, ne çıkıyorsa o tüketiliyor. Bu mutfakta otlar ve zeytinyağı başköşede yer alır.

Balık ve deniz ürünleri farklı usullerde hazırlanarak yapılır.

Radika, turp otu, şevket-i bostan, arap saçı, sarmaşık, labada, hardal, ebegümeci, istifno, gelincik ve sirken gibi otlar bahar aylarında toplanır.  Otlar hafifçe haşlanmış olarak, salata olarak veya zeytinyağlı yemeği yapılarak tüketilir. Haşlanmış olanların üzerine zeytinyağı ve limon ilave edilir.

Kuzu ve oğlak etlerinin yanı sıra, tavşan eti de adalar ev mutfaklarında sıkça tüketilir.

Adaların doğal meralarında yetişen küçükbaş hayvanlarla hazırlanan sebzeli ve otlu yemekler usklubluz/şevket-i bostan, çayırlı gibi ada sofralarında sıklıkla yer almaktadır.

Adalarda son yıllarda daha da önem verilerek üretilen zeytinyağı, sabah kahvaltısında biraz kekikle yenilir. Denizin ortasında, nemsiz bir Akdeniz iklimine sahip Marmara Adaları Girit’i hatırlatıyor ama aratmıyor.

ADALAR MUTFAĞINDAN

Usklubluz/ Şevket-İ Bostan

Malzemeler:

500 gram ayıklanmış şevket-i bostan

1/2 limonun suyu

2 bardak su

200 gr. kuzu kuşbaşı eti

15 adet arpacık soğan

4 yemek kaşığı zeytinyağı

1 çay kaşığı karabiber

1 tatlı kaşığı tuz

2,5 su bardağı sıcak su

Terbiyesi için:

1 tatlı kaşığı un

1/2 limonun suyu

Soğuk su ve yarım limonun suyunu bir kaba koyun. Ayıklanmış şevketi bostanları iri parçalar halinde doğrayarak limonlu suyun içine alın.

Arpacık soğanları soyun.

Zeytinyağı ve kuzu etini tencereye alın. Et suyunu bırakıp, suyunu biraz çekene kadar arada karıştırarak pişirin. Arpacık soğanı ekleyip birkaç dakika daha soteleyin.

Şevket-i bostanları ve sıcak suyu ekleyip tencerenin kapağı kapalı halde pişirmeye bırakın.

Terbiye için, bir kasede un ve limon suyunu karıştırın. Yemeğin suyundan birkaç kaşık alarak terbiyeye ekleyin. Ilık terbiyeyi tencereye boşaltın. Tencerenin kapağı kapalı olarak orta ateşte şevket-i bostan yumuşayana kadar 20-25 dakika civarında pişirin.

Ocaktan almadan önce tuz ve karabiberini ekleyin. Ocağın altını kapatın. Biraz dinlendirdikten sonra servis edin.

İzvinya (Yabani Kuşkonmaz, Tilkişen Kavurması)

Malzemeler

1 bağ tilkişen ( yabani kuşkonmaz )

1 orta boy soğan

2 yumurta

3 kaşık zeytinyağı

1 çay kaşığı tuz

Zeytinyağı ile ısıtılmış tavada ince doğranmış soğanlar hafifçe çevrilir. Ufak kesilmiş/ kırılmış tilkişenler ve tuz ilave edilerek kavrulur. Üzerine yumurtalar kırılarak karıştırılır.

Farklı bir versiyonu da, yumurtadan sonra 1 bardak su ilave edilerek pişirilmesidir. Bu şekilde yapılırsa sulu yemek olarak da yenebilir.

Turp Otu Salatası

Malzemeler

1 bağ turp otu

2 diş sarımsak

3 kaşık zeytinyağı

1 limonun suyu

1 kahve fincanı ceviz içi

1 çay kaşığı tuz

Turp otları sert bölümleri atılarak ayıklanır.

Su kaynayınca, otlar içine atılıp tencerenin kapağı kapatılır. Otların etkisi ile suyun kaynama derecesinden düşeceği için, tekrar kaynama derecesine süratle gelmelidir. O yüzden kapak kapalı olmalıdır. Tekrar kaynadıktan sonra  ateşi kısıp, 3 dakika kadar bekleyip, içindeki otları ters yüz ediyoruz. 3-4 dakika da bu şekilde haşlayıp, hemen bir kevgir ile sudan çıkartıyoruz. Bu prosedür ile yeşil haşlanmış otlarınız olur; diğer türlü otlar yine haşlanıp yenilebilir, ama kahverengi olur.

Kaynatıldıktan sonra suyu süzülür. Sarımsaklar ezilerek limon suyu, tuz ve zeytinyağı ile karıştırılarak sosu hazırlanır. Sos turp otuna eklenir. Ufalanmış ceviz içi üzerine serpilerek servis edilir.

İzviye Nilgün Tecimer

Ciğer Sarma

Bolca soğan, çiçek yağı biraz da zeytinyağında kavrulur ve çam  fıstıkları eklenir.

Kuzu ciğeri ilave edilip kavrulur. Sonra pirinç eklenir, kavrulur. Suyu ilave edilir.

Tuz, biraz şeker, kuş üzümü, kuru üzüm ile pişirilir. Pişmeye yakın karabiber, nane, isteğe göre tarçın koyulur.

Sonra soğumaya bırakılır. Bu arada kuzu gömleği sıcak suda açılır, yıkanır. Tepsiye yayılır, pilav dökülür, üstü de gömlekle kapatılır. Üstüne yumurta sarısı, biraz yoğurt, biraz çiçek yağı karıştırıp sürülür. Pilav soğuduktan sonra, içine üç dört yumurta kırılıp karıştırılır.

Serviste keserken dağılmasın diye, başka şekilde de yapılabilir. Ciğer gömleği istediğiniz boyutta kesilir, kâseye koyulur, pilavı koyup kapatılır. Kapattığınız kısım tepsiye koyarken altta kalacak. Üzerine harç sürülecek. Net ölçü veremiyorum. Göz kararıyla yapıyorum.

Bircan Organ 2020 Marmara Adası

Girit Tatlısı

Malzemeler

500 gr un

1,5 su bardağı su

2 yemek kaşığı çiçek yağı

ŞERBET

3 su bardağı şeker

2,5 su bardağı su

Hamurunuzu yapıp 30 dakika dinlendirin ve oklava ile açın. 2 parmak kalınlığında şeritler halinde kesip, gül şeklinde dolayın, bol çiçek ve zeytinyağında  kızartın. Soğuyan şerbete, kızarmış tatlınızı atın, çıkarın. Servis tabağınızda bol ceviz ve tarçınla süsleyip servis yapın.

Aliye Mersin Marmara Adası 2020

Koruklu Bamya

Yaz mevsimi geldiğinde ada mutfakları bamya ile buluşur. Ada pazarlarında çeşit çeşit bamya bulunur. Uzun Girit bamyasından, alacalıya, tombik minik bamyaya birçok tür sevilerek tüketilir. Aşağıdaki tarifi minik tombik bamya ile tavsiye ederiz.

Malzemeler:

2 adet domates

1 salkım koruk

2 yemek kaşığı zeytinyağı

1 çay kaşığı toz şeker

1/2 kg taze bamya (temizlenmiş ve yıkanmış)

250 gr yağlı kuşbaşı kuzu eti

2 su bardağı koruk suyu

orta boy bir baş kuru soğan

yeterince tuz, karabiber, kırmızı pul biber

Bir tencere içerisinde zeytinyağı ve soğan hafifçe kavrulur, kuşbaşı etler eklenir. Renk değiştirene kadar çevrilir. Sonra doğranmış domates, tuz ve baharatlar, koruk suyu, tane koruk ve toz şeker katılarak kaynamaya bırakılır. Kaynayınca, yıkanmış ve temizlenmiş bamyalar ilave edilerek, bamyalar yumuşayıncaya kadar kısık ateşte pişirilir. Piştikten sonra servis edilir.

Hacer Midilli Aksu

Midye Dolması

Takuhi Tovmasyan Zaman’ın midye dolması tarifi Sofranız Şen Olsun’dan alıntıdır,

 

Malzemeler:

(50 Midyelik)

50 orta boy midye

2.5-3 kg kuru soğan

1.5 su bardağı pirinç

50 gr çam fıstığı

50 gr dolmalık üzüm

2 su bardağı zeytinyağı

1 demet maydanoz

1 demet dereotu

tuz, karabiber

tarçın, yenibahar

toz şeker

(buzdolabında on gün saklanabilir. İsteyen dolmaları pişirmeden derin dondurucuda saklayabilir.)

‘’Midyelerin bir yanında püsküle benzer bir kısım vardır. Oraya ince bir bıçakla girer, bıçağı kaydırarak midyeyi aralar ve sonra da elle iyice açarız; yani, iki kabuğunu yüz seksen derece olacak şekilde açıp, menteşe kısmını ‘çıt’latarak kırarız. Sonra da bıçakla püskülün tutamını kökünden kesip atarız. Bu ‘çıt’ önemli bir püf noktasıdır. Şayet ‘çıt’latmadan doldurup pişirmeye başlarsak, midyeler açılır ve dolma içi tencereye dağılıverir…

Diğer bir püf noktası, midyelerin incili olup olmadığını kontrol etmektir. Midyenin içini el yordamıyla yoklar, elimize gelen inciyi alıp atarız.

Midyeleri ‘çıt’latıp, püskülünden, incisinden arındırdıktan sonra geniş bir tepsiye dizeriz. Midyeler durdukça su koyuverirler, kendi özsuları olan bu suyu pişirmede kullanırız. Midye dolmasında mükemmel lezzeti yakalamak için önemli bir ayrıntıdır bu.

Sıra, ana malzemesi soğan ve pirinç olan midyenin içini hazırlamaya gelir böylece. Önce elli gram çam fıstığı, elli gram dolmalık üzüm ve bir buçuk su bardağı pirinci ayıklayıp yıkar ve ayrı ayrı ıslatıp bir kenara koyarız. Sonra iki buçuk, üç kilo kuru soğanı ayıklar, yıkar, tavla zarı büyüklüğünde doğrar, iki tatlı kaşığı tuzla bir saat kadar kısık ateşte ara sıra karıştırarak kendi bıraktığı suyla pişiririz. Soğan önce sulanır, sonra suyunu çekip tencerenin dibine yapışmaya başlar. Artık soğan iyice suyunu kaybetmiş demektir. Bir su bardağı zeytinyağı ilave edip, beş on dakika sürekli karıştırarak pişirme-kavurma işlemini sürdürürüz. Çamfıstığını, dolmalık üzümü ve pirinci suyundan süzüp pişmiş soğana ilave ederiz. Sıra baharatlara gelmiştir. İki tatlı kaşığı karabiberi, dört tatlı kaşığı tarçını, iki tatlı kaşığı yenibaharı ve iki tatlı kaşığı toz şekeri ilave ederek bir güzel karıştırır, ocağın ateşini söndürürüz. Biraz soğuduktan sonra, bir demet maydanoz ve dereotunu ayıklar, yıkayıp doğrayarak dolma içine karıştırırız. Midye dolmasının harcı hazırdır artık.

Midyeleri doldururken dikkat edeceğimiz bir nokta da harcın miktarını ayarlamaktır. Az doldurursak midyenin içi boş kalır, çok doldurursak bu kez pişerken pirinçler şişerek irileşir ve midyelerden dışarı taşar; öyle ki, midyeleri ne tıka basa doldurmalı, ne de midye içinde boşluk bırakmalı…

Doldurduğumuz midyeleri derin bir tencereye dizeriz. Midyelerin üzerine bir su bardağı zeytinyağı döker, evvelce süzülmüş olan özsudan da iki bardak alıp tencereye ilave ederiz.

Ağırlık yapması için midyelerin üzerine büyük bir porselen tabak yerleştirir, sonra da tencerenin kapağını kapatırız. Artık işlem tamamdır, kısık ateşte bir buçuk, iki saat pişmeye bırakırız.

Dolma pişip iyice soğuduktan, tercihan buzdolabında bir gün dinlendikten sonra, midyeleri teker teker tencereden çıkarıp bir tepsiye alırız. Dolma tenceresinin altında bir sos kalır. Her bir midyeyi usulca aralayıp, içine birer kaşık bu sostan dökerek servis tabağına dizeriz…

…Eh bunca emek vererek hazırladığımız midye dolmasını, o çok sevdiğimiz dostlarımıza büyük bir zevkle sunabiliriz artık.’’

Midye Pilaki

Malzemeler:

50 adet iç midye
2 adet domates
1 adet soğan
1 adet sivri biber
4 yemek kaşığı zeytinyağı
2 diş sarımsak
1 çay kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı tuz

Zeytinyağı hafif ısıtılır. Üzerine sıra ile soğan, sivri biber, sarımsak, salça, domates ilave edilecek ve kavrulur. Ardından iç midye, karabiber ve tuz ilave edilecek, karıştırılır.Ocak ısısı yükseltilir. Malzemeler kaynamaya başladıktan sonra, tava kapağı kapatılacak ve ocak ısısı en düşük ısı konumuna getirilir.Malzemelerin bıraktığı su, buhar olup uçuncaya kadar, yaklaşık 20 dakika süre ile pişirilir. Midye pilaki servise hazırdır.

Midyeli Pilav

Malzemeler:

2 su bardağı pirinç
6 iri kuru soğan
3 sivri biber
3 domates
50-60 tane iç midye
1 su bardağı zeytinyağı
karabiber, kuru nane, tarçın

Kuru soğanlar doğranır, az yağ ile hafifçe kavrulur. Daha sonra  küçük doğranmış domates ve biberler eklenir ve pişirilir. 4 su bardağı su eklenir. Midyeler bir tavada 1 fincan zeytinyağı ile hafifçe sotelenir. Yıkanmış pirinçler tüm malzeme ile pilav tenceresine alınır, isteğe göre baharatları eklenir, karıştırılır ve 3  bardak su, kalan zeytinyağı ilave edilerek kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirilir, pişince altı kapatılır ve demlendirilir.

Nurdan Bozkurt  2020 Marmara Adası

Midye Gratine

Malzemeler:

50 adet midye

5 dilim beyaz bayat ekmek

zeytinyağı

tuz, karabiber, kırmızı biber, kekik,

Bu usulde de midyeler kabuklu olarak tencereye konulur, 10 dakika pişirilir.

Kabuk hafif açılınca, bıçak ile midye içi tek tarafa toplanıp, diğer kabuktan ayrılır. İçinde biriken su süzülür, tepsiye dizilir.

Havan veya rondoda ekmek içleri çekilir, baharatlar eklenir, zeytinyağı ile karıştırılıp midyenin üzerine bir çorba kaşığı konulur.  Üstten ısıtmalı fırında ekmekler kızarana kadar pişirilip servis edilir.

Peynirli Patlıcan

Marmara Adası’nda çok sevilen ve yapılan bir sıcak mezedir. Başka hiçbir yerde eşi benzeri yoktur.

Malzemeler:

3 orta boy patlıcan

2 yumurta

125 gr kelle peyniri (Mihaliç)

1 tatlı kaşığı kuru nane

1 çay bardağı un

½ çay kaşığı karbonat

Patlıcanlar hafif enlemesine biraz kalınca kesilerek tuzlu suda bekletilir. Geri kalan malzemelerse önce:

Peynir rendelenir; yumurta, nane, un, karbonat çatal ile karıştırılarak hafif sıvı bir karışım elde edilir. Daha sonra patlıcanların üzerine çatal yardımıyla sürülür. Sonra bol sıvı yağda peynirli kısmı üstte kalacak şekilde kızartmaya başlanır. Kızaran patlıcanlar yağda kendiliğinden ters döner, peynirli kısım da kızarınca servis tabağına alınır. Sıcak sıcak servis yapılır.

İskorpit Tavası

Korkunç görüntüsüne bakmayın, eti en lezzetli balıklardandır. Eskiden, balık bol iken kimse uğraşmaz, ağlardan denize atılırdı. Şimdi bu baskın ve güçlü tür, ada mutfaklarında hak ettiği yeri sağlamlaştırdı.

Malzemeler:

1 kilo iskorpit,

1 çay bardağı mısır unu,

1 su bardak buğday unu

1 su bardağı ayçiçeği yağı

Sosu için: 7-8 diş havanda dövülmüş sarımsak, ince kıyım birkaç dal maydanoz ve 3 limon suyu, karıştırılıp servis edilir.

Balığın kafası, derisi iyice temizlenir ve fileto çıkarılır.

Mısır unu ve buğday unu 3 su bardağı soğuk su ile boza kıvamına getirilir, balıklar bu karışıma batırılır, hafifçe silkelenip, kızgın yağda kızartılır.

Hazırlanan sos ile servis edilir.

Girit Kabağı Mezesi

Malzemeler

500 gr mini Girit kabağı

2 adet orta boy kuru soğan

2-3 diş sarımsak

yarım su bardağı zeytinyağı

yarım limon suyu

1 tatlı kaşığı sirke (isteğe göre)

2 adet domates

maydanoz

dereotu

nane

tuz

Soğanlar piyaz şeklinde doğranır, sarımsaklarla birlikte ince rendelenip zeytinyağında sotelenir. Bir kasede limon suyu, tuz ve sirke ile karıştırılır. Domatesler küp küp doğranıp, sotelenmiş sarımsağa eklenir ve sotelemeye devam edilir. Kabakların uç kısımları kesilip, soyacak yardımı ile üzeri soyulur. Ortadan ikiye bölünüp sıcak suyun içerinde 5-10 dakika kadar bekletilir. Bu arada bir defa suyu değiştirilir. Kabaklar biraz daha yumuşayana kadar beklenir. Sudan çıkardıktan sonra servis yapacağımız tabağa alınarak, hazırladığımız sos üzerine dökülür. Üzerini örterek 1-2 saat dinlendikten sonra üzerine maydanoz, dereotu ve nane serpiştirerek servis yapabilirsiniz. Dilerseniz üzerine rende kaşar peyniri veya tulum peyniri de koyabilirsiniz.

Şükran İlban Şahinoğlu Marmara Adası 2018

Çayırlı

Özellikle Hıdırellez zamanı hazırlanan bir yemektir. Baharın müjdesi oğlaklar ve otlarla hazırlanan kolay ve lezzetli bir yemektir.

Malzemeler:

1 kilo oğlak eti (avuç içi kadar parçalanmış)

1 büyük kıvırcık

1 bağ taze soğan

maydanoz, nane, oğul otu, biberiye, defne, fesleğen

1 kaşık domates salçası

tuz, karabiber

Oğlak etini tuz ve az zeytinyağı ile ovup 1 gece buzdolabında bekletin. Sabah etleri yıkayın ve güveç kabı veya döküm tencereye yerleştirin. Tüm yeşillikleri kıyın, salçayı sulandırın, tuz ve karabiberi ekleyip pişirme kabına koyun, kapağını kapatıp 180 derece fırında 1,5 saat pişirin.

Daha sonra tencerenin kapağını açın, alt üst yapıp karıştırın ve 150 derecede yarım saat daha pişirin.

Ebru Köktürk Koralı

Unez

Uskumru balığının Marmara Adası’na özel hazırlama-pişirme şeklidir. Balıkların kafaları kesilir. Karın tarafından değil de, sırtından açılarak içi temizlenir ve yıkanır. Tuz ve bol kekik serpilir ve temiz bir tahtanın üzerinde önce iç tarafı, sonra derili tarafı güneşe yatırılır. Hafifçe kurutulur. Yeneceği vakit ızgarada pişirilir.

Aynı gün yenmeyecekse dolapta üst üste istiflenerek saklanır.

Sermet Aktaşlı

İncir Reçeli

Mayıs ayında toplanan, erken büyüyen baba incir  türünden yapılır.

Malzemeler:

500 gr baba incir

1 kg toz şeker

1 kg su

½ limonun suyu

Şerbeti kaynatılır. Ayrı bir tencerede incirler 3 kez kaynatılıp süzülür. Sonra sıkılarak şerbete karıştırılır ve birlikte kaynatılır. Kıvamını alınca limon ilave edilir ve soğumaya bırakılır.

Aliye Mersin Marmara Adası 2020