Marmara Adaları’nda yaban hayatı denince ilk akla ada tavşanı gelmektedir. 1970’li yılların gazete kupürlerini incelediğimizde adalı avcılarca yakalanan yabani tavşan, dağlarda kekik yediği için eti oldukça lezzetlidir. Ada tavşanı, “ada pilici” adıyla kasaplarda dahi satılmıştır… Ada Tavşanı; gri renkli bir cins Avustralya tavşanıdır. 19.yy. ikinci yarısında İstanbul’daki İngiliz aileler yaz aylarında Marmara Adası’na gelip tatil yaparlarmış. Avustralya’dan getirilen ada tavşanlarını kafesle Marmara’ya getirip beslerlermiş. Bu hayvanın eti çok lezzetliymiş ve zaman zaman kesip yemeklerinde kullanırlarmış. Evlerinde kaldıkları Rum ailelerin bahçelerinde bunları üretmeye çalışırlarmış. Besi tavşanları bazen üretim alanlarından kaçarak gözden kaybolurmuş. Her yaz bu geliş gidişler tekrarlandığı gibi tavşan üretme işlemine de devam edilirmiş. Bugün ada dağlarında ve alçak tepelerde görülen gri kırçıllı renge sahip bu tavşanlar doğal ortamda hızla üremişlerdir. Zaman zaman sayılarında azalmalar görünse de hatırı sayılır bir popülasyona sahiptirler. Çernobil Nükleer felaketinden sonra sayıları oldukça azalan ada tavşanları günümüzde hala avlanmaktadır. Asmalı Köyü tepelerinden Kastırela Manastırı’na kadar olan bölge yoğun görüldükleri yerlerdendir.
Dağlarda gezen küçükbaş hayvan sahipleri ve avcılardan edinilen bilgiye göre adada rastlanılan tilki; koyu sarı-kızıla çalan renktedir. İnsan gördüğü anda ise bulunduğu ortamı hızla terk ettiğinden, yakınına kadar sokulmak pek mümkün olamamıştır. Sayıları tam bilinmemekle birlikte küçükbaş hayvan sahiplerinin yaptıkları şikâyetlerde yılkı atları sayılarının 300-400 kadar olduğunu anlatmakta ve hayvanlar için etrafta ot bırakmadıklarından yakınmaktadırlar.
İlyas dağı zirvesi, Tetravana Çiftliği ve Büyükçayır mevkiilerinde sıkça görülen 5-6 gruptan oluşan Yılkılar (özgür at) ada dağlarında özgürce dolaşmaktadır.
Anadolu’da nesli tükenme tehlikesi altında olduğu için avlanması yasak olan Puhu kuşu da Marmara Adası’nda halen bulunmaktadır. Çeşitli av söylencelerinde mübalağalı tarifleri yapılsa da boyutları ve fiziki özellikleri sebebiyle görenlerde hayranlık hisleri uyandırmaya devam etmektedirler.